Kitapta, 'Çarpık Türkiye'
tablosunu oluşturan çarpık anlayışlar ortaya konmaktadır. Bu
nedenle turizmle hayatımızın içine giren çarpık kavram 'HERŞEY
DAHIL', kitabın isminin bir parçası olmuştur. Hem de çarpık bir
biçimde. Içinde neyin dahil olduğu bilinmeyen, yöreden yöreye,
şehirden şehire, tesisten tesise değişen 'Her şey dahil' internet
ortamında hatta basın yayın kuruluşlarında bile çoğunlukla 'Her'
ve 'Şey' birleştirilerek kullanılmaktadır. Bu kullanım, internet
ortamında çok büyük bir orandadır. Içeriği çarpık kavram, yazım
kurallarını aşarak yazılışıyla da çarpık hale gelmiştir. Suç,
çarpıtanlardadır ama kavram da tüm çarpıklığıyla ortadadır.
Türkiye'de çarpık bir yaşamı
sürdürmekle, 'Her şey dahil' bir tesiste tatil yapmak arasında
önemli benzerlikler vardır. Vaatlerle sunulanlar, beklentilerle
bulunanlar bir türlü uyuşmamaktadır. Mutluluk aranan yerden mutsuz
dönmek kuvvetli bir olasılıktır. Sunulan vasat imkanlar insanları
bir çok güzel fırsattan mahrum eder. Yemek ve kahvaltılarda
yaşanan kuyruk, her şeyi yemek arzusuyla mide fesadına uğramak,
aptalca animasyonlara kanıp çevredeki güzelliklerden mahrum
kalmak, maliyeti kurtarmak için tesis içinde oradan oraya
şuursuzca koşuşturmak sonucunda yıprananlar, dinlenme fırsatını
ancak tatil sonrasında bulabilirler. Herkes bir robot gibi
animatörlerin davranışlarını taklit ederek mutlu olmaya çalışıken
ne yazık ki mutluluğun taklit edilerek elde edilebilecek bir şey
olmadığını bilmezler. Ancak, 'Herşey Dahil' gözaltı süreleri
bittiğinde kafalarını tesisten dışarı uzatırlar. O insanların
anıları da birbirine çok benzer. Havuz başında nasıl yer
kaptıklarını, animatörle nasıl samimi olduklarını, kaç çeşit
yemeği bir anda lüplediklerini anlatırlar birbirlerine. Işte
'Herşey Dahil' Türkiye'de yaşamak da böyle bir şeydir.